-
1 ses geçirmez
schalldicht -
2 ses geçirmez
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ses geçirmez
-
3 ses geçirmez
adj. soundproof, noiseproof -
4 ses geçirmez
soundproof -
5 ses geçirmez malzeme
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ses geçirmez malzeme
-
6 ses geçirmez yapmak
v. soundproof, deafen -
7 ses geçirmez hale getirmek
to soundproof, to noiseproof -
8 ses
ses çıkarmak ein Geräusch machen; fig fam (dagegen) meckern;-e ses çıkarmamak sich nicht äußern zu;ses dalgaları Schallwellen f/pl;ses değişmesi GR Assimilationserscheinung f;ses duvarı Schallmauer f;ses etmek rufen, schreien;ses geçirmez schalldicht;ses getirmek Anklang finden;ses kartı EDV Soundkarte f;ses kirişleri ANAT Stimmbänder n/pl;ses kuşağı FILM Tonspur f;ses seda kesilmek v/unp kein Laut zu hören sein;ses seda yok man (er, sie) schweigt sich aus; es ist still;-in sesi(ni) kesmek jemanden zum Schweigen bringen; verstummen -
9 geçirmez
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > geçirmez
-
10 звукоизоляционный
ses geçirmez, ses geçmezТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > звукоизоляционный
-
11 звукоизоляционный материал
ses yalıtım malzemesi, ses geçirmez malzemeТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > звукоизоляционный материал
-
12 звуконепроницаемый
ses geçirmez, ses geçmezТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > звуконепроницаемый
-
13 noiseproof
ses geçirmez yapmak -
14 soundproof booth
ses geçirmez oda, seslendirme odasi -
15 soundproof
adj. ses geçirmez————————v. ses geçirmez yapmak, ses yalıtımı yapmak* * *sesgeçirmez* * *adjective (not allowing sound to pass in, out, or through: The walls are soundproof.) ses geçirmez -
16 malzeme
материал, имущество- akışkan malzeme
- akustik malzeme
- ambalaj malzemesi
- ambalajlı malzeme
- anizotropik malzeme
- bileşik malzeme
- bitirme malzemesi
- bozuk malzeme
- cam elyaflı malzeme
- cam elyaflı yalıtım malzemesi
- conta malzemesi
- çatı malzemesi
- çok katmanlı malzeme
- çok tabakalı malzeme
- dayanıklı malzeme
- derz dolğu malzemesi
- doğal maden malzeme
- doğal malzeme
- dolgu malzemesi
- elastik malzeme
- eskimez malzeme
- fason malzeme
- fason profil malzemesi
- filtre malzemesi
- gevrek malzeme
- gözenekli malzeme
- gürültü emici malzeme
- haddelenmiş malzeme
- ham malzemeleri
- hidrofüj malzeme
- homogen malzeme
- hücreli malzeme
- ısı izolasyon malzemesi
- ısı tutucu malzeme
- ısı yalıtım malzemesi
- ısıya dayanıklı inşaat malzemesi
- imla malzemesi
- inorganik madde
- inşaat malzemesi
- işlenmemiş malzemeleri
- işlenmiş malzeme
- izolasyon malzemesi
- izole malzemesi
- izotropik malzeme
- kalkerli malzeme
- kaplama malzemesi
- katı malzeme
- kaya malzemeleri
- killi malzeme
- kireçli malzeme
- kusurlu malzeme
- lifli malzeme
- metalik malzeme
- organik malzeme
- parlatma malzemesi
- plastik malzeme
- polimerik malzeme
- radyoaktif malzeme
- rulo çatı malzemesi
- rulo malzeme
- salınım yalıtım malzemesi
- sanayi malzemeleri
- sarf malzemesi
- sentetik malzeme
- seramik malzeme
- ses emici malzeme
- ses geçirmez malzeme
- ses yalıtım malzemesi
- sızdırmaz malzeme
- su defedici malzeme
- su geçirmez malzeme
- su izolasyon malzemesi
- suni malzeme
- suya dayanıklı malzeme
- tamamlama malzemesi
- taş elyaflı yalıtım malzemesi
- taşlama malzemesi
- turp elyaflı yalıtım malzemesi
- tutuşur malzeme
- tuvönan malzeme
- vibrasyon yalıtım malzemesi
- yağ malzemesi
- yalıtım malzemesi
- yanabilir malzeme
- yanmaz malzeme
- yapı malzemesi
- yapışkan malzeme
- yardımcı malzeme
- yol yapım malzemesi
- yumuşak çatı malzemesi
- yüksek kaliteli malzemeİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > malzeme
-
17 abdichten
ab|dichtengegen Lärm \abdichten ses geçirmez duruma getirmek;gegen Wasser \abdichten su geçirmez duruma getirmek -
18 Abdichtung
( Isolierung) conta(lama); ( gegen Lärm) ses geçirmez duruma getirme; ( gegen Feuchtigkeit) su geçirmez duruma getirme -
19 sound
adj. sağlam, ses, sapasağlam, sağlıklı, bozulmamış, derin (uyku), deliksiz (uyku), emin, güvenilir, yerinde, iyi, yasal, geçerli, sert, kuvvetli, oturaklı————————adv. mışıl mışıl, deliksiz bir şekilde————————n. ses, melodi, gürültü, anlam, etki, sonda ile muayene, boğaz, haliç, koy, solungaç, yüzme kesesi————————v. ses vermek, ses çıkarmak, çalınmak, etki bırakmak, çalmak, belli etmek, söylemek, muayene etmek, iskandil etmek, araştırmak, sondayla bakmak, sonda ile yoklamak, derıne dalmak (balina), ağzını aramak* * *1. ses 2. duyul (v.) 3. ses (n.)* * *I adjective1) (strong or in good condition: The foundations of the house are not very sound; He's 87, but he's still sound in mind and body.) sağlam, sağlıklı2) ((of sleep) deep: She's a very sound sleeper.) derin, mışıl mışıl3) (full; thorough: a sound basic training.) tam, eksiksiz4) (accurate; free from mistakes: a sound piece of work.) doğru, hatasız5) (having or showing good judgement or good sense: His advice is always very sound.) yerinde, mantıklı•- soundly- soundness
- sound asleep II 1. noun1) (the impressions transmitted to the brain by the sense of hearing: a barrage of sound; ( also adjective) sound waves.) ses2) (something that is, or can be, heard: The sounds were coming from the garage.) ses3) (the impression created in the mind by a piece of news, a description etc: I didn't like the sound of her hairstyle at all!) izlenim, etki2. verb1) (to (cause something to) make a sound: Sound the bell!; The bell sounded.) çal(ın)mak, öt(tür)mek2) (to signal (something) by making a sound: Sound the alarm!) sesle işaret vermek3) ((of something heard or read) to make a particular impression; to seem; to appear: Your singing sounded very good; That sounds like a train.) kulağa... gelmek, sesi... gibi olmak4) (to pronounce: In the word `pneumonia', the letter p is not sounded.) sesletmek5) (to examine by tapping and listening carefully: She sounded the patient's chest.) ses dinleyerek muayene etmek•- soundlessly
- sound effects
- soundproof 3. verb(to make (walls, a room etc) soundproof.) ses geçirmez yapmakIII verb(to measure the depth of (water etc).) derinliğini ölçmek- sounding- sound out -
20 deafen
v. sağır etmek, sağırlaştırmak; ses geçirmez yapmak* * *1. kulağını sağır et 2. ses geçirmezleştir* * *verb (to make hearing difficult; to have an unpleasant effect on the hearing: I was deafened by the noise in there!) sağır etmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
asmolen — is., mim. Pişmiş toprak, cüruf ve çimento karışımından yapılmış, ses geçirmez, delikli briket türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağır kapı — is. Ses geçirmez bir biçimde yapılmış kapı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağır pencere — is. Ses geçirmez özellikte yalıtılmış ve yapılmış pencere … Çağatay Osmanlı Sözlük